Hicran Gecesi (1968)

Kitap : Hicran Gecesi
.
Yazar : Güzide Sabri Aygün
Yayınevi : Semih Lûtfi Matbaa ve Kitabevi
Basım Tarihi : 1930
.
Film : Hicran Gecesi – 1968
.
Yönetmen : Osman F. Seden
Senaryo : Osman F. Seden
.
Oyuncular : Ediz Hun – Celal, Hülya Koçyiğit – İlhan, Sezer Güvenirgil – Emel, Çolpan İlhan – Sevda, Muzaffer Tema – Reşit, Hüseyin Zan, Ali Ekdal, Nezihe Güler – Vildan, Feridun Çölgeçen – Doktor, Osman Bilen
.
Konu :
Birbirinden güzel üç kadın; Biri genç öbürü orta yaşlı iki erkek.
İlhan’ın, düğün gecesi, anı defterine yazdıkları; “Amcam zamanın en zenginlerinden biriydi. İki aylık küçücük kızının ölümünden hemen sonra evinin kapısına sepet içinde küçük bir yavru bırakmışlardı. Yengem Vildan Hanım… Onu bağrına basmış… Adını Sevda koymuşlardı çocuğun.”
Birkaç yıl sonra, Amca, anne ve babası ölen İlhan’ı da yanlarına alır. Ama evde  Dadı dışında kimse İlhan’ı pek hoş karşılamıyor. Genç kız tam anlamıyla bir cehennem hayatı yaşamış. Ancak tüm zorluklara karşın tahsilini tamamlar. Sevda, ise  parti parti, eğlence eğlence dolaşır.

Sevda, iki kez nişanlanır. Dadı’dan ‘gayrı meşru bir çocuk’ olduğunu duymaları sonucu iki nişanlı da Sevda’yı bırakır. Artık ‘kendi kabuğuna çekilmek üzereyken’ biraz yaşlıca ama zengin Reşit Bey’in evlilik önerisini ‘gözünü kırpmadan kabul eder’.
Amerika-Avrupa gezileri; ‘Lüks’ arabalar; Mücevherler hepsi iyi hoş ama Reşit Bey genç kadının ‘ruhunda tutuşan aşk ihtiyacını tatmin etmek kudretinden mahrum biriydi’ (sf. 38).
Günün birinde Celal, Anadolu’daki işin başından çıkıp gelir. Reşit Bey, Akademi’yi bitirip Avrupa’dan dönmek üzere olan kızı Emel’le Celal’i evlendirmeyi düşünüyor.
Sevda, Celal’i gördükten sonra da artık onun dışında hiçbir şeyin önemi kalmaz. Genç adamı elde etmeye çalışır, elde edemedikçe ‘sinir buhranları geçirir’

Emel’in gelişiyle işler iyice karışır. Babasının aylarca anlayamadığı şeyi birkaç günde anlayan Emel, donunda dayanamaz ve Sevda’nın Celal’e karşı davranışlarını Babasına şikayet eder.
İlhan, kahramanımızın en büyük yardımcısıdır. Her an yardıma koşmaya hazır. Aslında, Celal de ‘anlayış’ yönünden Reşit Bey’den farksız. Genç kızın aşkını bir türlü anlamıyor. Abi havalarında ‘bir gün layık olduğu sevgiyi’ bulacağından falan söz ediyor. Sevda, bir araba kazasında yaşamını yitiriyor. (Yazan: Murat Çelenligil)
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder